Adres değişikliğini bildirmemenin cezası var

Tebligatınız Var!

Tebligat, hukuk sistemimizde işlemlerin hüküm ve sonuç doğurabilmesi için gerçekleştirilmesi gereken temel unsurların başında gelir. Tebligat, bir hukuki işlemin, yetkili makamca, ilgili kişinin bilgisine sunulmak üzere, kanun ve usule uygun olarak yazı veya ilanla bildirilmesidir. Basit anlatımla; mahkeme, cumhuriyet savcılığı veya icra dairelerinden bireye gelen her kağıt resmi bir işlem hakkında bilgi vermek için gönderilmiştir ve gönderilen bu kağıt kağıttır.

Tebligat Hangi Adrese Yapılır?

Tebligat hukukunu düzenleyen normların esas düzenlemeleri 7201 Sayılı Tebligat Kanununda yer almaktadır. Tebligatın hangi adrese yapılacağı hususu ile ilgili temel ilke de bu kanunun 10. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre tebligat ilk olarak muhatabın yani hakkında hukuki işlem yapılan kimsenin BİLİNEN son adresine yapılır. Kural bu olmakla birlikte, kendisine tebliğ yapılacak şahıs müracaat eder veya kabul ederse bu takdirde her yerde kendisine tebligatın yapılması mümkündür. Söz konusu bu istisnanın geçerli tebligatın hüküm ve sonuçlarını doğurabilmesi için tebligatın bizzat kendisine yapılması gerekmektedir. Yani, bilinen en son adres olan “Atatürk caddesi no.35 / 5 Sincan Ankara” adresine gönderilen tebligat, muhatabın tebligattan haberdar olarak tebligat memuruna başvurması ve tebligatı kabul etmesi şartıyla, ‘’Balaban sokak no.69/8 Sincan Ankara’’ adresine muhatabın bizzat imzasına yapılabilecektir.[1]

Bilinen Son Adresim Neresidir?

Tebligatın yapılacağı bilinen son adresin neresi olduğuna dair kanun koyucu gerek kanunda gerekse yönetmelikte herhangi bir açıklık getirmemiştir. Bilinen son adresin neresi olduğu konusunda genel kanunlardaki düzenlemelerden yararlanmadan önce üzerinde durulması gereken nokta adres kavramı ile ikametgah kavramının farklı olduğu hususudur. Her ikametgah bir adres olmasına karşın her adres ikametgah değildir.  Adres, Türk Medeni Kanununa göre kişi olarak kabul edilen gerçek veya tüzel bir şahsın oturduğu, çalıştığı veya faaliyet gösterdiği yer olarak tanımlanabilir.

Bilinen en son adresin tespit edilmesi değişik şekillerde olabilir. Bunu kendisine tebligat yapılacak kimsenin bizzat bildirmesi üzerine olabileceği gibi, diğer ilgili kimselerde bildirebilir. Ayrıca Tebligat Tüzüğünün 13. Maddesi gereğince tebligatı çıkaran mercide soruşturma yaparak ilgili kimsenin bilinen en son adresini tespit edebilir.

Bilinen son adres tebligat yapılmasına elverişsiz ise yani söz konusu adres çok eski veya adresin bilgileri eksik ise bu takdirde şahsın7muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen son adresi olarak kabul edilir ve bu adrese tebliğ yapılır. Bilinen son adresin tebligata elverişli olmadığının kararını verme yetkisi tebligat çıkartılmasını talep eden tarafa ait değildir. Tebligat çıkartılmasını talep eden tarafın yetkisi, sadece ilgili adli merciye başvurarak muhatabın adres kayıt sistemindeki adresinin bilinen son adres olarak kabul edilmesini ve bu adrese tebligat çıkartılmasını talep etme hakkını kapsar.

Muhatap Bilinen Son Adresinde Geçici Süreli Olarak Yoksa Tebligatı Kim Alır?

PTT memuru, muhatabın adreste bulunmama sebebini, bilmesi muhtemel olan komşu, yönetici, kapıcı vb gibi kimselerden öğrenerek, durumu tebliğ tutanağına yazar. Bu durumda yani adresin geçici olarak kapalı olması halinde tebligat, PTT memuru tarafından muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir veya mamurlarından birine imza karşılığında teslim edilecektir. Muhatap kendisi adına gelen tebliğ kartının sayılı yetkili kimselere bırakıldığını PTT memurunun kapıya yapıştırdığı ihbarnameden öğrenebilecektir. Tebligatın yapıldığı tarih muhatabın tebliğ kartını sayılı yetkili kimselerden aldığı tarih değil, ihbarnamenin yapıştırıldığı tarihtir.

Muhatap Bilinen Son Adresinden Daimi Olarak Ayrılmışsa Tebligat Nasıl Yapılır?

Muhatap ölmüşse veya gösterilen adresten daimi olarak ayrılmış veyahut adres kapalı ise ve yeni adresi de tebliğ memurunca tespit edilememişse tebliğ evrakı, evrakı çıkaran mercie geri gönderilir. Bu durumda hukuki işlem sizin açınızdan hüküm ve sonuç doğurmaya başlamamış sayılır. Örneğin hakkınızda yapılan bir borç takibi var ise tebligat kartının tarafınıza ya da sayılı kimselere bırakılmaması durumunda borç kesinlenmemiş sayılacaktır. Yani haciz, satış, mal beyanında bulunma zorunluluğu vb gibi süreç tarafınıza işlemeye başlamayacaktır.

Yeni adres tebliğ memur tarafından tespit edilmişse ve yeni adres tebliğ memurunun dağıtım bölgesi içinde bulunuyorsa buraya tebligat yapılır. Yeni adres aynı Posta ve Telgraf İşletme merkezinin diğer bir dağıtım bölgesinde veya başka bir Posta ve Telgraf İşletme merkezinin dağıtım bölgesi içinde bulunursa, tebliğ evrakı yeni adreste tebliğinin temini için tebliğ memuru tarafından bağlı olduğu merkeze getirilerek yeni adresine sevk işlemi yapılır.

Adres Değişikliğini Adli Mercilere Bildirmek Yasal Zorunluluktur!

Muhataba veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebligat yapıldıktan sonra muhatap adresini değiştirirse, yeni adresini kendisine daha önceden tebliğ yapmış olan mercie bildirmek zorundadır. Bundan sonra yapılacak olan tebligatlar muhatabın bu adresine yapılır.

Adresini değiştiren kimse yeni adresini bildirmemişse ve yeni adreste tebliğ memuru tarafından tespit edilememişse tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi, tebliğ tarihi sayılır. Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.

Vekiliniz Varsa Tebligat Kime Yapılır?

Vekil vasıtasıyla bir dava takip ediliyorsa o zaman tebligat vekile yapılmalıdır, asile tebligat yapılamaz.Vekil varken asile yapılan tebligat geçersizdir,çünkü Tebligat kanununun 11.maddesi emredici niteliktedir.Eğer asile yapılan tebligattan vekilin haberi olursa ve bu duruma vekil itiraz etmezse tebligat geçerlidir.Bundan başka vekilin asile yapılan usülsüz tebligatı öğrenmesi tebligatı geçerli hale getirir[2].

Kendisine tebligat yapılacak kimsenin birden fazla vekili varsa tebliğin sadece bunlardan birisine yapılması yeterlidir. Tebligat birden fazla vekile yapılmışsa hangi vekile daha önce tebliğ edilmişse tebligat o tarihte yapılmış sayılır[3].Tebligat hem asile hem de vekile yapılmış olabilir. Bu durumda vekile yapılmış olan tebligat geçerli olacaktır[4].Ayrıca vekile tebligat imkanı yoksa asile tebligat yapılabilir.

Nitekim vekil ile takip edilen işlerde asile tebligat çıkartılmasının usule aykırı olduğu konusunda Yargıtay’ın da birçok kararı bulunmaktadır.

‘’Somut olaya gelince; nafaka alacağına ait ilama dayalı takipte icra emri borçlunun kendisini vekille temsil ettirdiği ilam kapsamından açıkça belirli olmasına karşın vekil yerine asile gönderilmiştir. Yukarıda açıklanan bütün  kanun hükümleri karşısında icra emrinin “vekile” çıkarılması gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır. Bu açık kanuni düzenlemeler varken takip dayanağı ilam kapsamında davacı/borçlunun kendisini vekille temsil ettirdiği belirginken, vekil yerine asile yapılan tebligat usulsüzdür.’’ Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2003/12-442 Esas 2003/445 Karar Sayılı Kararı

Kanuna Aykırı Tebligat Yapılmışsa Süre Ne Zaman İşlemeye Başlar?

Tebligatın kimlere, hangi koşullarda, nerede yapılacağı tebligat kanunu ve tebligat tüzüğünde düzenlenmiştir. Bu sebeple yapılacak olan tebligatın ilgili kanun ve tüzüğe uygun olması ve bu durumunda belgelendirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde tebligat usulüne uygun olarak yapılmamış olur[5].

Usule aykırı yapılan tebligat mutlaka geçersiz değildir. Muhatap kendisine yapılan usulsüz tebligattan haberdar olmuş ve bu durumu yetkili mercilere bildirmiş ise bu takdirde tebligat usulüne uygun yapılmış sayılır. Bu noktada önem arz eden husus, tebligatın yapılma tarihinin değil, muhatabın bildirdiği öğrenme tarihinin dikkate alınacağıdır.

‘’…Tebligatın usulsüz olması halinde Tebligat Kanununun 32. maddesine göre, borçlunun beyan ettiği tarih, tebliği tarihi addolunur. Bunun aksi ispat edilemez.’’ Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 01.12.2000 Tarih E.2000/18136 K.2000/18877 Sayılı Kararı

Unutmayın, tebligatınız varsa hakkınızda hukuk sistemi tarafından başlatılmış bir işlem var demektir!


[1] Tebligat Kanununda Yapılan Değişiklikler ve Bir Yargıtay Kararı Işığında (Yargıtay 12. H.d. 2012 / 32459 E. – 2013 / 3328 K. S. -11.02.2013 T.) Tebligat Kanunu Uygulamaları / SALGIRTAY

[2] KURU Baki,Hukuk Muhakemeleri Usulü Cilt:5,İstanbul 2001,s.5538

[3] MOROĞLU Erdoğan/MUŞUL Timuçin,Tebligat Hukuku,İstanbul 1990,s.62

[4] YILMAZ Ejder/Çağlar Tacar,Tebligat Hukuku Cilt:1,Ankara 1999,s.471

[5] DELİDUMAN,s.48

Yorum bırakın

Ankara Danışma / Randevu : 0533 483 9313